22 Ekim 2009 Perşembe

İç geçirme

Evden çıkıp az önce görüşüp birkaç bir şey içmek için buluşcağı arkadaşının yanına gidicekti. Yapması gereken evden çıkıp metroya kadar yürüyüp taksime gitmekti. Evden çıkmadan önce dolabındaki kotlarına baktı bir türlü karar veremedi hangisini giyeceğini en sonunda çıkardı birtanesini ve giydi. Üzerine giyeceği tshirt için onlarca tshirt arasındanda birine karar verdi ve onuda giydi. Daha sonra hangi ayakkabıyı giyceğine karar verip ona göre kemer seçti. Evden çıkmadan deri ceketinide sırtına geçirmişti. Dışarı çıktığında hava yağmurluydu ve buz gibi bir hava vardı. Ceketin fermuarını iyice kapatıp, kapşonunuda kafasından geçirdi ve daha sonra Marlborosundan bir dal çıkartıp dudaklarının arasına yerleştirdi ve derin bir nefes çekerek yaktı sigarasını. Biliyordu ki metroya kadar yürüyecek ve bu esnadada sigarasını içmek için fazladan zaman harcamayacaktı. Yürürken sağına soluna bakıyordu ve insanları, bakışlarını, dış görünüşlerini inceliyordu. Bir çoğunuda beğenmiyordu. Bu düşüncelerle metroya yaklaşmıştı, sigarası da bitmişti o ara gözü yol kenarındaki kaldırımda kartonların üzerinde yatan adama gözü ilişti.


Yürümeye devam ediyordu ama gözü adamdaydı. İki büklüm olmuş üzerine üç beş tane kirli battaniye almış, saçı sakalı birbirine girmiş ellili altmışlı yaşlarında bir adamdı bu. Aklına acaba neden bu halde diye bir soru geldi çünkü o soğukta ve yağmurda insanlar koşar adımlarla biryerlere giderlerken o adam orada soğuk taşları hissetmemek için altına aldığı birkaç karton ve üzerindeki battaniyeyle ısınmaya çalışıyordu ve kendince birkaç şey uydurdu. Yüzü düşmüştü bu düşüncelerle birlikte, öyle bir iç geçirdi ki aldığı nefesin soguğunu ciğerlerinde hissetti aldırış etmemecesine bunu bir kez daha iç geçirdi. Tam anlamıyla içi burkulmuştu. Daha sonra metroya bindi ve kafasından atmaya çalıştı o adamı düşünmeyi çünkü bunu daha önce yaptığını hatırladı evet o adam hep oradaydı demekki öncedende düşünmemişim şimdi neden düşüneyim dedi fakat başaramadı aklından çıkaramıyordu. En son ne zaman çok fazla üşüdüğünü düşündü, en son ne zaman çok fazla acıktığını düşündü, en son ne zaman banyo yapamadığı olmuştu ki veya kafasına taktığı o büyük(!) sorunlarını düşündü vs. gözleri dolmuştu, kendini zor tutuyordu. Metroda o kadar kişinin içinde olmasaydı göz yaşlarını bırakıcak ve hüngür hüngür ağlıyacaktı. Elinden birşey gelmiyordu da o yüzden tek yaptığı içinden sisteme küfürler etmekti o an. Metro taksime varmıştı bi an herkesin indiğini görünce anladı ve kalktı yerinden. Sersemlemişti o dakikalar her şey boş geliyordu sallana sallana yürüyor ve kendine kızıyordu nasılda hep yanından umursamazca geçtiğini düşünüyordu.


Metrodan çıkarken daha metroya girmeden bir sigara içmiş olmasına rağmen yine yaktı bir sigara ve merdivenlerden çıktığında arkadaşını gördü. Selamlaşıp hal hatır sorduktan sonra arkadaşının yapmış olduğu esprilere buruk bir gülümsemeyle karşılık vermeye başladı ve yürümeye başladılar istiklale doğru.. Her adımda daha çok kalabalığın içine karıştı ve daha çabuk uzaklaştı o adamdan, daha çabuk uyum sağladı topluma(!!)...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder