30 Eylül 2009 Çarşamba

Mysterious skin

Gregg Araki'in yönettiği, senaryosu Scott Heim'in aynı adlı romanından uyarlama bir film. Başrolleri Joseph Gordon-Levitt(Neil karakteri) ve Brady Corbet (Brain karakteri) paylaşmışlar. Joseph mükemmel bir oyunculuk ortaya koymuş zira filmin etkisi mi yoksa oyunculuktan mı diye anlayamadığım bir şekilde çok gerçekçi oynadığını düşündüm.


Gregg araki'nin çizgisini ve çocuk tacizi konusuna yaklaşımını bilmeyen kalmamıştır işte burdanda yola çıkarak filmin konusu iki gencin hayat hikayesi. Brain başından geçenleri hatırlayamıyor, Neil ise yaşadıklarının herbir saniyesini bile hatırlıyor. Brain hatırlayamadığı 5 saatin peşine düşüyor, Neil ise kasabanın rentboy'u haline geliyor. İki gencinde hayatlarını çok derinlemesine etkileyen olayları hiç bir yönlendirme yapmadan izleyicisine sunmuş yönetmen. Bana bir çocuk için babanın ne kadar önemli olduğunu hissettirti. Bana aids'in gerçekten ne olduğunu gösterdi(Aidsli adamın ruh hali.). İlginç karakterler göstermiş bize mesela; Kamyoncu tipli homofobik gayler, uyuşturucu almadan sevişemeyenler, karşısındakini fahişe olarak görenler diğer yandan sadece dokunulmaya hasret kalan aidsli tipler vardır ki insanı baya etkiler.
Bu arada joseph'in de mükemmele yakın performansı insanı ayrı bir etkiler. Bir 5 dolar hikayesi vardır ki filmin sonunda oradaki performansı çok çok etkilidir.

Film ''child abuse'' hakkında olduğundan mıdır bilemiyorum ama bittiğinde sölenecek o kadar çok şeyim olmasına rağmen hiçbir şey bulamadım. Balyoz etkisi işte. Önyargıları kaldırıp izlemeli filmi.


Bu filmdeki favori sahnem ise son sahnenin son sözleriydi neilin söylediği;

''and as we sat there listening to the carolers, i wanted to tell brian it was over now and everything would be okay.
but that was a lie, plus, i couldn't speak anyway.
i wish there was some way for us to go back and undo the past. but there wasn't.
there was nothing we could do. so i just stayed silent and trying to telepathically communicate... how sorry i was about what had happened.
and i thought of all the grief and sadness... and fucked up suffering in the world... and it made me want to escape. i wished with all my heart|that we could just...leave this world behind.
rise like two "angels" in the night and magically... disappear.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder