4 Mayıs 2009 Pazartesi

Into the wild

Film Christopher Mccandless'ın hayatını anlatıyor ve film alışkın olduğumuz gibi çok satan romanlardan uyarlanma yazarı jon krakaue. Her neyse film 2007 yapımı ve yönetmen yakından tanıdığımız 2nci oscarını daha yeni almış bi isim Sean Penn.
Film Sean Penn gibi duyarlı birinin mesaj kaygısıyla çekmiş olduğu bir film olarak algıladığımdan görüntü, kurgu falan çok fazla üstünde durmak istemediğim bir film zaten bu genel izleyiciyi çokta fazla ilgilendiren bir şey değildir. Film kaçma isteğini, düşüncesini sembolize ediyor sanki. Christopher insanların tekdüze edilme isteğinden, sistemden kaçıyor ve bu 60'ların amerikasındaki hippileri anlamamızıda sağlıyor bi yerde. Başrolde Emile Hirsch oynuyor bence çok iyi bir performans sunmuş beni baya etkiledi bir sahnede doğadaki hayvanlara bakıp gülümsüyor ve gözlerinden yaş akıyordu o an hissettiklerini çok ii aktarmış.

Film herşeyden vazgeçip içinde bulunduğu durumdan kaçıp giden birini anlatıyor. İstemediği ve diretilen yaşamından kaçıyor. Yanına hiç bir şey almıyor ne para ne araba ne dünyevi başka bişi çantasıyla birlikte yollarda. Yeni insanlarla tanışıyor, otostop çekiyor, kamp yapıyor, işe giriyor, nehirde kano yapıyor hatta kanoyla meksikaya kadar gidiyor herşeyden zevk alıyor öyle bir insan ki parasızken günlerim daha heycanlı geçiyordu diye isyan ediyor. Filmin müzikleri benimde cok sevdiğim tarzlarda Eddie Vedder soundtracklerı yapmış, çokta iyi yapmış. Bu arada filmde tanıdık bir yüz görebilirsiniz evet Kristen Stewart evet Panic Roomda izlediğimde ilerde iyi bi yerlere gelebilceğini düşünmüştüm o filmden sonra baya bir güzelleşmiş sevgili Kristen. Bir an filmden kopmama neden oldu aman allahım neden bu kadar güzel ki modunda takıldım. Ah filmi düşünmek bile içimde pozitif enerji oluşturuyor.

Söylencek çok şey yok o kadar kötü filmler izledik ki zamanında bu film bir nimet gibi hayatımın 2 saat 30 dakkasını feda etmekten zevk aldım. Tavsiye ederim.
Happiness only real when shared.


Not: Uzun zamandır bunu yapmak istiyordum bundan böyle vakit buldukça eskiden izlediğim veya yeni izlediğim filmler hakkındaki yorumlarımı yazıcam. Unutkanlık gibi bir sorunum var. Hiç kimse okumasada ben okurum dimi =))

5 yorum:

  1. hahay bende okurum =)
    takip ediorum artık seni
    Benden daha güzel anlatmışsın ama olmadı şimdi =) gerçi ben anlatmaya çalışmamıştım zırvalamıştım hihi =)

    Bu arada tavsiye ettiğin filmleri izlemeye bugün başlıyorum indirdim hepsini ama sadece me and you and everyone we know u bulamadım.

    Bende yazcam izlediklerimin yorumlarını ama senin gibi ayrıntılı yazamam ben. =)

    YanıtlaSil
  2. estagfurullah bu arada ben senin bu filmi yazdığını falan unutmuştum acaba sana tavsiye ettigim filmlerden biriydi izledinde mi yazdın diye sayfana baktım :) meğerse ben zaten senin yazdıgının altına yorumda bulunmuşum.

    Me and you and everyone we know tarzı filmler daha çok sanatsal olduğu icin torrentzlerde çok paylaşımı yok ama bulunabilir tabi şey diye düşünmek lazım sonu güzel olan şeylere ulaşmak biraz zor olur. ((=

    YanıtlaSil
  3. =)) sonu güzelse uğraşırım bulmak için sorun diil

    pekde unutkan gördüm
    =))

    YanıtlaSil
  4. evet ne yazıkkı mi desem bilmiyorum ama çok unutkanım. (=

    YanıtlaSil